tarih: 20 ocak 2010..
yer: diyarbakır 8. ana jet üssü..
yer: diyarbakır 8. ana jet üssü..
elimde teskerem.. yalpalaya yalpalaya, havalimanla askeri alanı ayıran çizgileri geçerek uçağıma ilerdim.. son vedamı zeki'ye yapmıştım.. garip anlardan biriydi.. vedalar hep böyledir.. inceden bir yumruk oturur boğazına, gözlerin kanamaya başlar..
koca üs'teki en küçük kısa dönem askerdim.. bunun övünülecek yanı yok tabiki.. ama insan seviniyor alttan alta.. önce kütahya'da 30 günlük acemilik eğitimi alarak diyarbakır'a transfer oldum.. 30 günde 12 kilo verdim dersem sanırsam askerliğin ne kadar da ağır geçtiğini özetlemiş olurum.. şans mı şansızlık mı tam konduramadım ama 9. bölüğe düşmüştüm.. başımızda üsteğmen puyan!.. daha sonra koğuş olarak lakabımız "puyan'ın sürtükleri" olarak kaldı.. adam bize nefes aldırmadı..
sonrası diyarbakır.. askerliğimin başkenti!.. önyargı gözleri nasıl kör ediyormuş, bunu yakinen gördüm.. gezilesi, görülesi illerin başında gelen bu ilimizi askerlik olmasa sittin sene göremezdim.. yalnızca haritadan bildiğim yerlerdendi.. hem de adı sıklıkla terör olaylarının geçtiği/geçirildiği yer..
tam anlamıyla günlük tutmaya askerde başladım diyebilirim.. aldığım asker defteri tarzı bir şeye (üzerinde hava kuvvettlerinin arması var) günün, haftanın zannımca önemli olaylarını karalayı vermiştim.. üzerinden bir yıl geçti.. artık bu günlükleri deşmenin yeri ve zamanıdır:
12 ağustos 2009: kütahya'dayım sabah 6'dan beridir.. saat 10 gibi içeri girdik.. antin/kuntin işlerle boğuşarak kısa bir hamam faslı yaşadım.. tam olarak 16 saniye sürdü!.. hamam sefasından sonra kuyruk öbekleri halinde ilerledik.. önümdeki elemanla konuşurken sağlı sollu 3 saniyede 3 iğneyi çoktan şişlediler kollarıma.. ulen bende sonradan çaktım, kollarıma sıavadıkları o yumurta akını!.. keskin kan kokuları içinde ilerledik ve 5 numara büyük botlarımıza, kamuflajlarımıza kavuştuk...
20 ağustos 2009: ulen tam da alışmak üzereydik.. teğmen puyan (sonradan üsteğmen oldu) odaları teftiş ederken bizim koğuşa uğramış.. biz en son koğuşuz.. adam hır-gür bizi yukarıya çağırdı.. bölüğün önünde 400 kişi ipe dizilmiş bekliyorken biz saf 10 kişi süklüm püklüm yanına koştuk.. vay efendim neden yastığın ters.. sen sola geç.. bu yatak kimin.. sen sağa geç.. yerdeki terlikler kimin ulaaan!.. kahretsin benim onlar!.. sen geç sola.. tam 6 kişiydik sola ayrılan.. diğerleri ipini koparmışçasına kaçtılar koğuştan.. biz iyi bir komando talimi yaptık diyebilirim.. ah o koridorlar.. ne kadar uzunmuş.. sürün sürün bitmedi!..
30 ağustos 2009: cimriliğiyle tanınan asım arıcı bütün koğuşa uludağ gazoz ısmarladı.. hoş başka da bir marka yok zaten..
9 eylül 2009 (9.9.9): saat tam 9.. severim böyle rastlantıları.. ama ne yazık ki bunun keyfini soğuk bir birayla, yalnız değil koca hangarda 3 bin kişiyle tören hazırlıkları içinde geçiriyorum :/
12 eylül 2009: saatler dokuz oldu.. şuanda diyarbakır'dayım.. uzunca bir otobüs yolculuğu yaşadık.. çantalarımızı yere serdiler.. zira eroin kaçırabilirdik, bir alaydan başka bir alaya!.. eşoğlu eşek köpek, çantalar arasında geizinirken geldi benim çantama işedi!.. bütün uzman çavuşlar güldü tabi.. senin askerliğin bitmez oğlum dediler..
günün bilgisi: poşet, askerde kısa dönem askerlik yapanlara denilmektedir.. neden böyle denildiği yönünde bir çok rivayet vardır.. ancak en kuvvetle muhtemeli şudur: "bir gün bölük komutanı bütün askerilerine çamurda talim yaptırıken eğitimden sonra botlarında çamur gördüklerimin canını yakarım demiş.. bizimkilerde botlarına poşet bağlamışlar.." sonrası malûm.. poşet aşağı, poşet yukarı.. laf aramızda uzun dönem askerlik yapanlar kısa dönemleri günahı kadar sevmezler.. adamlar haklı! bir tarafta 5 buçuk ay bir tarafta 460 gün!.. kısa döneminde kısası olan 28 günlük askerlik yapanlara da ayşecik deniliyor.. ama bunun rivayetlerini çözemedim daha!
günün şarkısı: [TIKTIK]
görsel: resimdeki şahsiyet ben olup, arkadaki eser bana aittir!.. diyarbakır askerlik günlerimin yarısını kütaphane çavuşluğu diğer yaısını da böyle yağlı boya tablolar yaparak geçirdim..
askerlik anıları zaten bitmez kısa dönem bile olsa. bir de günlük varsa eğer elde anlatacak şey çok olsa gerek :))
YanıtlaSil[beenmaya] defter dediysem küçücük, el boylarında :p ama anlatacak çok şey var gerçekten :)
YanıtlaSilaynen anltatılacak çok şey var askerlikle ilgili zaman zaman zor anlar geçirse de insan. İki ayrı hayat çok daha iyi analiz edilebiliyor.
YanıtlaSil[Sequieros] askerlik sivilden bambaşka gerçekten.. ne varki sanki hepi topu bi kaç ay diyebilir insan.. ama inanın ki insan beynini evde bırakmalı askere giderken..
YanıtlaSilResim süpermiş :)
YanıtlaSil[Hakan] yapıcak bi'şey yok, askerlik :p teşekkürler :)
YanıtlaSileşşoğlu eşşek ve köpek oldu mu şimdi?
YanıtlaSilitoğlu it olacak doğrusu.Köpekleri sevelim,eşekleri onların ebeveynleri zannetmeyelim...
[KURŞUN KALEM] :D bir köpek eşekliğe özenip eşeklik ediyorsa eşşoğlusudur tabi ki :F.. yoksa severiz tabi köpekleri.. ayrıca köpeklere "it" demekte hiç sinmiyor içime :p
YanıtlaSilmerhaba diyarbakırla alakalı biraz daha bilgi verebilirmisinz küthyadan diyarbakıra geçecek erkek arkadaşım çok korkuyorum aynı siz gibi
YanıtlaSilbiRAZ DAHA BİLGİ VEREBİLİRMİSNİZ DİYARBAKIRLA ALAKALI ÇOK ENDİŞELENİYORUM ERKEK ARKADAŞIMDA AYNI SİZ GİBİ KİTAHYADA VE ŞİMDİ DİYARBAKIR ÇIKTI
YanıtlaSilöncelikle merhabalar.. ne zamandır blog'a bakmıyorum o yüzden biraz geç olsa da biraz bilgi vereyim.. içiniz rahat olsun.. diyarbakır askerlik yapılacak en kolay ve rahat yer.. bir kere havacı olduğu için 1-0 önde başlıyor askerliğe.. diyarbakır sanıldığı gibi bir yer değil.. orada askerlik yapana kadar benimde biraz korkularım vardı ve itiraf edeyim; burası çıktığında sevindiğimi hatırlamıyorum :) ancak burası oldukça sakin bir yer.. bütün gün sizi oyalayack geri hizmetlerde görevlendiriliyorsunuz.. misal; beni kütüpanede görevlendirdiler.. akşama kadar kitap okuyordum..üç aşağı beş yukarı kısa dönem askerlik yapanların birçoğu bu durumdalardı.. gittiği gibi gelir canınızı sıkacak birşey yok.. çarşı izinlerinde hasanpaşa'ya mutlaka uğrayıp kahv6 yapsın ve bol bol şehir içini gezsin.. askerden sonra buraya tekrar yolu düşmeyecek çünkü.. benim tek uhdem budur.. diyarbakır'ı fazla gezememek.. şimdiden hayırlı teskereler olsun :)
Sil