gecenin bu vakti hiç erinmeyerek içimi dökmek istiyorum.. yoksa fena halde sinirden zıbarıp kalıcam bir köşede!..
canlı para.. malûmunuz olduğu üzre, bilgi yarışmalarının ekranlarda yer alan son "hit"i.. herkes kıyısından köşesinden, "acaba len beni de çağırırlar mı?" diye mutlaka başvurmuştır.. nihayetinde de acayip acayip hayaller kuryordur olmayan parasıyla!..
neyse lafı döndürmeye gerek yok.. az önce.. çok değil maksimum kırk dakika önce yarışmaya iki bayan, merdiven engellerini de aşarak pür-heyecan yarışmaya başladılar.. kısa bir tanışma.. ikiside üniversite mezunu insan.. ve ikisi de bir şekilde hayata tutunmuşlar.. ilk heyecanlarını atsınlar gibisinden bir tavır eşliğinde ilk soru geliyor önlerine..
soru: aşağıdaki isimlerden hangisi hem hayvan hem de bitki ismi olarak kullanılır?
şıklar: KEKİK - BALDIRAN - MÜRVER - PALAMUT
bu iki bayan arkadaş heyecan kasırgası içinde paralara yaklaşarak, son derece yanlış bir bölüştürmeyle, (ulen hadi mürveri bilmiyorsunuz ona biraz koymanızı anlıyoruz) PALAMUT şıkkını boşta bırakarak yerlerine dönüyorlar..
be insan.. sen üniversite mezunusun.. aslında bilgili olmak için bir kriter olmamalıdır üniversite mezunu olmak.. ama millet oalrak bizde böyle bir kanı var.. ne kadar kalem eskittiysen o kadar bilgilisindir.. normalde böyle olması gerekli, ama işin içine girince böyle değil malesef.. benim babam ilkokul mezunu bir insandır.. ve inanın ki üniversite mezunuyum diye insan içinde dolaşan bir çok insandan daha bilgili ve hatta 10 üniversite gücündedir.. ben bir damlaysam deryada, babam bir kovadır benim için!..
neyse sulandırmaya gerek yok... hani olur heyecan falan fişmekan.. ama yuhh kardeşim bee.. insan hiç mi kestane, gürgen, palamut.. altı yaprak üstü bulut şarkısını söylememiştir küçükken.. insan bir balık olduğunu bilmez mi yahu palamut'un.. bunları bilmek için yıllarca dirsek çürütmeye gerek yok.. "çok entelim, çok bilgiliyim.. şıkır şıkır da giyinir, afrika'nın bütün ülkelerini sayabilirim" havalarında gezmek marifet değil güzel kardeşlerim.. sen burnunun dibindeki çıbanı sıkamıyorsan, elalemin ayağındakinden sanane be..!
üniversite işi tam bi tırt.. evet tam bi tırt.. anneden babadan tokatlanan paralarla, yurt köşelerinde, ev bellerinde sabahlara kadar batak oynanır.. elde sigara, cepte son model telefon.. beyinde en küçük hücre çalıştırılmaya çaba harcanmaz.. yalnızca vize-final haftası hatra gelen görevler.. sırf görev bilinciyle yapılan eylemler.. ulen senin için koca nimet lan bu.. daha ne zaman o küçük beynine hava pompalayabilirsin ki.. hee cevap versene.. nerde kaldı bu toprakların idealist insanları.. nerde bir mum ışığında, bir çıra gölgesinde çalışılan dersler.. nerde karlı dağları aşarak gidilen soğuk, derme çatma, zifiri derslikler..
sen şimdi bunların palamut'la ne alası var diyeceksin.. çok üzerine gidiyorsun kızların diycek ve beni cinsiyet ayrımcılıyla nitelendiriceksin belki de.. olsun be olsun.. evet bütün bu zırvakların palamutla hiç bir ilgisi yok!
"kestane, gürgen palamut
altı yaprak üstü bulut!"
ohhh rahatladım!..
günün bilgisi: palamut bir balık olmasının yanı sıra hem de bir bitkidir canım kardeşim.. meraklısına mürver; mürver halk arasında osuruk çiçeği diye tabir edilen bir bitkinin çalılaşmış / çırpılaşmış halidir..
günün şarksı: [TIKTIK]