Perşembe, Mayıs 26, 2011

İskender Pala - Şah & Sultan



uzun bir aradan sonra elime alıpta niyaheyetinde bitirebildim.. zira tam beş aydır kâh yatağımın kenarında kâh çalşıma masasında okunmayı bekledi durdu.. baştan belirteyim, bu kadar uzun sürmesinin nedeni kitaptan değil benden kaynaklandı!..

şah & sultan.. aynı  devri paylaşan iki egonun çarpışmasını anlatıyor kitap.. 1500'lü yıllara masal edasında dalış yapıyorsunuz.. bir tarafta 37'sine merdiven dayayan şehzade selim ve diğer yanda da 20'lerine yeni dalış yapan şah ismail.. 

anadolu'nun iç içe geçen yapısı malûmunuzdur.. türlü türlü insanı aynı yorganın altında ısıtıp, türlü türlü inancı besler zihinlerinde.. gel zaman git zaman, birbirini tamamlayan iki düşünce/inanç birbirlerinin yokluklarından güçlenir duruma gelir.. özellikle sünni inanca mensup osmanlı baskın taraf durumundadır.. 

şehzade selim, rakip ve tehlike olarak gördüğü kızılbaş/alevi kesimiyle mücadeleye girişmiştir.. keza kızılbaş/alevi inancının baskın olarak bulunduğu anadolu ve bugünkü iran dolaylarında baskın bir gücü olan safevi devleti'nin şah'ı ismail'de osmanlılar ile mücadele içindedir.. her iki tarafta kendi nüfuzunu artırma eğilimindedirler..

kitapta temel birkaç karakter üzerinden anadoludaki bu mücadele masalsı bir eda ile tasvir edilmiştir.. öyleki, ikiz kardeşler hasan ve hüseyin'in, gün gelipte farklı iki inanca tabip olmaları anadolu'nun içinde bulunduğu durumu özetler durumdadır..

kimin haklı olduğunun bir önemi yoktur.. inanç meselesinde isterseniz gidin beyaz peynirin kutsallığına inan, ki dişlere faydası çok fazla olmasından ötürü oldukça kutsaldır benim nazarımda.. insanların inancı nedeniyle sömürülmesi, ona yön verilmeye çalışılması en absürd durumlardan biridir.. 

kitabın içerisinde her iki tarafında temel düşünce biçimlerini görebilmekle birlikte, osmanlı tarafının abartılı derecede üstün gösterilmeye çalışıldığı kanaâtindeyim.. her şeye karşın tarih okumayı sevenlerin bu masalımsı dille yazılmış olan kitabı beğeneceklerini umuyorum.. tek dipnotum: alevi inancına karşı önyargılar besleyen hoppa zihinler lütfen kitabı ellerine almadan önce, alevilikle sünniliğin aynı çatı altında asırlardır yaşadığını unutmasınlar.. 

kitaba puanım 10 üzerinden 7'dir.. okunması gereken bir kitap olmakla birlikte, tarihi konulara merakı olmayan okuyucunun sıkılıp 100'ncü sayfada kitabı terk edebileceği bir kitaptır.. okuyucu sabırlı olmalıdır.. kitap kendisini yavaş yavaş içine çekmektedir.. son olarak ayracıma takılanları paylaşıyor ve sıradaki kitabı okumaya başlıyorum.. sevgilerle :)

[kitap toplam 382 sayfa olmakla birlikte kapı yayınları'ndan yayımlanmıştır.]
  • "Bir kurbağa fazla uzağa sıçrayamaz!" / s.53
  • "Vuslat ayrılığın, ayrılık da vuslatın kendisi olunca seven ile sevilen aynîleşir." / s.170
  • "Seninle ben taş ile cama benziyoruz; taş camın üzerine de düşse, cam taşın üzerine de çullansa paramparça olacak şey malûmdur!" / s. 178  
  • "Her at, en son koşusunu ne zaman yapacağını bilir ve ona göre bir gece önceden hazırlık yapar." / s. 207
  • "Ve unutma, her şafak, elinde fenerle gelen bir hırsız gibidir, ömürleri çalıp götürür. Uyanık dur!.." / s.269
  • "Bir ayna ışığı ne kadar yansıtırsa yansıtsın, bir karanlık yanı elbette bulunur." / s.282
  • "Osmanlı  dünyasının tadını çıkarın, ama bir parçası olmamaya dikkat edin!" / s.289
  • "İnsanlar birbirlerine gülüyorlarsa aralarında nefret, birbirleriyle gülüyorlarsa aralarında sevgi çoğalır." / s. 296
  • "Sevgi bazen bir adın telaffuzuna gizlenir." / s.298
  • "Susuz olan elbette suya kanmış olanı kıskanacaktır." / s.333
                                                                                                                                          

günün bilgisi: alevilik; bir inanç biçimi olmakla birlikte, hz. muhammed'in (sav) "benden sonra ali gelir o benim damadımdır ve allah'ın arslanıdır" sözü üzerine halifeliğin peygamber efendimizden sonra hz. ali'ye geçmesi gerektiğine inanlara verilen bir isimdir.. ancak hz. ali halifeliğini; hz. ebubekir, hz. ömer ve hz. osman'dan sonra peygamber efendiminizin eşi hz. ayşe ve onun halife olmasını istediği muaviye ile savaşarak almıştır.. tarihte bu durum "cemel olayı" olarak geçmektedir.. o günden sonra müslümanlar peygamberimizin eşi haklıdır diyenler ve halifelik hz. ali'nin hakkıdır diyen aleviler olmak üzere ikiye ayrılmışlardır.. 

11 yorum:

  1. Eline, emeğine sağlık. :)

    YanıtlaSil
  2. İnşallah en kısa zamanda ben de okuyacağım.

    YanıtlaSil
  3. sınavlarım bitince ilk okuyacağım kitap bu olacak.. ah şu ayrımlar, aramıza giriyorlar :( çok dertliyim bu konuda

    YanıtlaSil
  4. özellikle günün bilgisi ve günün şarkısı için çok teşekkürler

    YanıtlaSil
  5. [Sanem] teşekkürler :)

    [Elif Ayvaz] iyi bir seçim olur.. ancak kitap içine çekene kadar dayanabilmelisin.. biraz sıkıcı olabilir başlangıç kısmı.. olayları yakaladıkltan sonra akıp gidiyor kitap :)

    YanıtlaSil
  6. [limbolin] ayrılıkların sadece fikirlerde yaşandığı bir gün mutlaka gelecektir.. sınavlarında başarılar :)

    YanıtlaSil
  7. [Deli Kızın Sihirli Sandığı] rica ederim.. nice paylaşımlara :)

    YanıtlaSil
  8. Nedametli konudur inanç. Kelam ile niyet arasındaki köprünün tahtalarını birbirine sağlam bağlayamadın mı, ne İsa'ya ne Musa'ya.:)
    İskender Pala'nın yaklaşımında, inniyet ararsan normal karşılarsın Osmanlı'yı üstün gören yaklaşımını. Sonuçta birisi Cihannümalığın eşiğinde diğeri henüz aşiret yapısından, göçerlikten devletliğe yeni ulaşmış. Birisi, Devletlû olmaya daha 1300 lü yılların başında karar vermiş diğeri daha dünkü çocuk; postnişine dayamış sırtını. Ha yok, inyeti bozuk bu adamın dersen: Belli zaten Osmancılığı der, sakat taassup yapısına yorarsın. Tarihten bakarsan, hem Osmanlı hem Safeviler kıyıcı olmuşlar Hatta, İranlı tarihçilere ve kaynaklara bakarsan Safevilerin kıyıcılığı daha fazla. Bizde bundan pek bahsedilmez. Oysa, din ve inanç saf inanç meselesi değildir artık o tarihte. Aynı zamanda bir iktidar aracıdır. ŞAh İsmail de, Yavuz da son savaş öncesi arkasında düşman güç bırakmak istemez. Budur bütün mesele. İran Şialığı ile Anadolu Aleviliğinin arasındaki büyük farkı anlatmaya gerek yok. Aleviliğin ezoterik-Batıni yapısını severim. Ayrıca, ne ararsan vardır içinde her inançtan her toplumdan bu topraklarda yaşayan.Belki de bu yüzden, insancadır inançları. İnsandır özü. Herkesin sığındığı, herkesin kendinden bir parça taşıdığı bir ırmak gibidir.

    YanıtlaSil
  9. [AVRAM] ağzına sağlık usta.. bize lazım gelen de insanın özüdür :)

    YanıtlaSil
  10. guzel yazi olmus .. sevdim ..

    * bu arada ustbilgide ayri ilginc ..

    YanıtlaSil
  11. [Lô - Lâ] teşekkürler :)

    YanıtlaSil

yok mu 0.7 ucu olan?

hiç fark etmez aslında 0,5 yada 0.9 olması..

orta kara olsun diye 0.7..

şayet kalem traşınız varsa, o da fena derecede iş görür :)

neyse işte, korkma.. yaklaş!..

?

Fotoğrafım
İstanbul, Tokat, Türkiye
ben sezer; klasik uygulamalı, güdüsel bir hamle sonucu, anında dünyaya gelip, henüz olunmayan bir pratiğe zorunlu olarak itilmiş, nüfusa ilave bir insan..