toprak ölüleri kustu farzet bugün.. ne kadar çiğnenmiş günah varsa hepsini salıverdi gökyüzüne.. öyle ya daha ne kadar dayanabilirdi.. ki mayalara kalsa az, biraz kalmıştı.. ama o kadar bile bekleyemezdi toprak..
ilk çığlıkta, anadan üryan üşüştüler gökyüzüne.. ne olup bittiğini sorgulamadan.. zira çoktan sorguları yapılmış olmalıydı!
öyle ya küçükten akla devşirilmedi mi bunlar?.. yazıııkk.. yoksa sana demediler mi bunu?.. bak bi farzettik feleğin şaştı.. ya yarın sende ilk çığlıkta fırlarsan yatağından.. üstelik sınavına çalışmadan! ne sınavı len !?! hani şu dillere plesenk olandan.. her sorusunun kazıktan öte, yağda bekletileni.. hani önce milyonlarca spermini geride bırakıp ciyakladığın ilk sınav gibi..
emeklemeye bile başlamadan her cızıldadığında süt banliyösünün damağına dayandığı, meşin yuvarlağın ağlarla buluştuğu an gibi..
sonra paytak paytak yürümeye başladığında yuttuğun misketleri geri çıkarmak, biraz daha büyüyüp su koyvermeye ara vermek gibi..
sırtında 6 kiloyla yollara düşüp ilk uykuya yatmak, yıllarca uyuduktan sonra hâlâ uyumak için sınav peşinde koşuşturmak gibi.. evet evet.. sınav içinde sınav!
bak bunları bir kenara not al çocuk.. ilerde bir gün mallık yapıp da sperm maratonunu kazanırsan, bunlar gelecek başına.. benden söylemesi..
günün bilgisi: dünyanın ilk cebir problemi; milattan önce bin yedüyüzlerden kaldığı tahmin edilen bir mısır papirüsünün üzerinde "ahmes" isimli birisinin yazdığı anlaşılan şu sorudur: "bir uzunluk, kendisinin yedide biri kadar bir başka uzunlukla toplandığında ortaya çıkan sonuç 19 ise bu uzunluk ne kadardır? sorunun cevabı günümüzdeki rakam formatından farklı olarak birtakım sembollerle aynı papirüs üzerinde verilmiştir.. bu durum bugün bilinen cebir kavramının ilk örneğidir..
günün şarkısı: Ezginin Günlüğü - Eksik Bir Şey
not: ilk yayın tarihi üç mayıs ikibin on, pazartesidir.
seninle iyi anlaşacak gibiyiz :)) okur musun şu yazıyı : http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=75312
YanıtlaSil[Baykuş] öncelikle yorum için teşekkürler.. yazını okudum ve katıldığım noktalar bir hayli fazla olmasına rağmen şunlara değinmek istiyorun.. evvela insanların inanç meselesi kendi bilecekleri iş.. isterlerse sucuk ağacına tapınsınlar.. benim buradaki temel serzenişim; insanların uyutularak sömürülmesidir..
YanıtlaSil"doğru olan budur.. o değil" temelli yapılan aşılanmalar, iz bırakmasının yanı sıra dönüşümü çok zor yaralara yol açıyor.. elbette ki doğru yolu göstermek kötü birşey değil.. ancak yol göründüğünden de karmaşık ve uzun olabiliyor bazen.. herşeye rağmen bırakalım bu seçimi "yola çıkanlar" yapsınlar..
saygılar :)