Pazartesi, Ekim 04, 2010

serçe ve kar..


yekten uzun bir sessizlik vardı.. kovuğunda kıvrılmış, paçasına sinen yavrusunun sıcaklığıyla dışarıyı gözetlemekteydi..

ince gagasını bir ileri bir geri sürekli tereddütle sokup çıkardı yuvadan.. kar beklediğinden önce bastırmıştı.. üstelik yavrucak daha uzun uzun baharı soluyamadan.. böyle giderse ikiside açlıktan kırılacaktı..

serçe, sonunda kararını verdi ve kamikaze dalışa geçti kovuktan dışarıya doğru.. yavru serçe, ciyak ciyak iniltileriyle uğurladı annesini umuda.. soğuk öyle yumuşak ve acısız geliyordu ki yüzüne, bu olsa olsa ölümün tiz sessizliği olabilirdi..

titrek kanatlarını hızlıca çarpıştırarak ilerlemeye başladı.. önceleri gözü pek bir şey seçemedi.. zira beyaz okyanusa alışması için biraz zamana ihtiyacı vardı.. yavaş yavaş bir takım görüntüler dolanmaya başladı dimağına.. gittikçe aydınlandı ortalık sonunda..

dallara çarpa çarpa sonunda gözleri alıştı beyaz mezarlığa.. şimdi önünde tepesi çiçekli ve yapraklı bir ağaç belirdi.. sonra biri daha.. ve biri daha.. bir sürü ağaç..  ağaçların ardı sıra uzanan, uzunca bir yola doğru koyuldu serçe..

dibe doğru yaklaştıkça gün ışığından daha güçlü bir ışık sarmaladı her yanını.. sonra yol yaklaştı ve her yanını çayırlar kapladı.. göz alabildiğine..

beyaz örtünün altından yükseliyordu inatçı bitkiler.. kimsinde halen arı vızıltıları seçilebiliyordu.. gagasını topraktan yana savuran serçe, ne çıkarsa bahtıma diyerekten, eşelemeye başladı.. bir süre sonra gagası tohumlarla doldu taşdı..

dönüş yolunda bütün enerjisini harcayarak ilerledi.. uzayıp giden çayırların ardından, düzgünce sıralanmış ağaçların arasına girdi.. gözleri bir anda kamaşsada bir süre sonra alıştı ve ortalardaki bir ağacı hedef aldı kendisine.. bir ağaç mı yoksa bir çalılıktan mı ibaretti? anlayamadı pek.. topraktan göğe doğru yükselen gölgelerin ardı sıra kovuğun ağazına kadar geldi ve telaşla yavrusunu aradı.. böylece yıllar ya da saniyeler geçti.. ilk pırıltıyı işiten yavrucak, son bir gayretle iç parçalayıcı iniltilerini duyurdu annesine.. yavrusunu bulan serçe, gagasında taşıdığı ve kursağına inen bütün tohumları bir çırpıda yavrusuna nakil etti..

yavrusunu kaybetmekten korkan serçe, kursağının inmesini beklemeden yavruyu kaptığı gibi göğsünün altına aldı.. ve öylece karanlık kovuktan dışarıya doğru iki çift göz, lapa lapa yağan kara odaklandı kaldı..

resim: christian testaniere


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yok mu 0.7 ucu olan?

hiç fark etmez aslında 0,5 yada 0.9 olması..

orta kara olsun diye 0.7..

şayet kalem traşınız varsa, o da fena derecede iş görür :)

neyse işte, korkma.. yaklaş!..

?

Fotoğrafım
İstanbul, Tokat, Türkiye
ben sezer; klasik uygulamalı, güdüsel bir hamle sonucu, anında dünyaya gelip, henüz olunmayan bir pratiğe zorunlu olarak itilmiş, nüfusa ilave bir insan..